Başlığı Olmayan Sevda

 

Yokuş başlarındaki yardım ve yataklık kurum ve kuruluşlarında afiş afiş adını duyduğumda garip bir sızıyla sevdim seni.Meydanlarda haykırış içinde ılgıt ılgıt seslenişlerde belli oluyordu çığlığın ama yalnızdın o kalabalığın içinde.

            Bir ucunda sen bir ucunda ben insana biçilmiş bir ömrün.Zamanınıda sevmiştim seni tam yerinde.           

            En büyük kucaklayışımdı ve en büyük direnişim üstüme gelirken yokuşbaşı yalakaları senin hayaline kaçışım.Ankara kokusu ve sen…

            Kısır bir döngünün dömeyen taraflarındayken sessice sevmiştim seni.Elinde ufak bir kağıt ve bir ince uçlu kalemle,azrailin imza gününde o kuyrukta iki sıra arkadan özledim seni.

Uyuyamayışların karanlık dolu kitap kokan koyu gri gecelerinde düşünüşlerin tam ortasında, ve düşünürlere inat bir düşüncesizlikle anlının tam ortasından sevdim seni.yeri ve zamanı kader belirlemişti…

            Sabırsızca saplantılarımın sana doğru uzandığı ve senin asla anlamayacağın bir lisanla koşuşumun arkasında sana kavuşma arzusu,en büyük hayal kırıklığıydı alınyazımın.Çünkü kalemler seni bana yazmamışlardı.İstemeyeniydim senin iyilik ve kötülük meleklerinin.Seni bir kalp atışının diğerini takip ettiği o ölümcül anda sevdim.Bütün terslikler saf tutmuştu ve siperlerde yalnızca yalnızlık bekliyordu.Seni korusun diye yalvardığım kutsallar ve kutsal sayılan varlıklar benim yanımdaydı.Sende kalan sadece edilen dualar ve bir mezar taşının ikinci sütününda yer alan seni seviyorumlar.

            Gözlerinde ufak bir ışıltıyla ve avuçlarında umutlarınla birşeyleri,birilerini beklediğin ve her geçen trene el salladığın istasyon gölgesinde sevdim seni.Bir tren çığlığında özlediğim gibi sevdim seni.

            Benim şehrime karanlık yağıyordu.Kamu oyu yoklamalarından birinci sen çıkıyordun bu şehire yağan karanlıklar arasından.Ve elime tutuşyurulan bir denklemin çözümünde kullanılan fomülünde ben seni severken,denklemin sonucunda sen ispatında ben çıkıyordum.

            Ankara olüm oluyordu.Ve caddelerinde hayaletler hayalini kovalıyordu.Bir telefon sesi yırtıyordu karanlığı.Arayan belliydi arananı aramaya başladığımda ve birden gecen gelen bir ses ve bir ten kokusu sevdiriyordu seni bana...

Ü.Ümit Ayne