*GÜLÜN HİKAYESİ*
Bu hikaye gülün hikayesi
Kendine özgü sızıların gülü.
Her baharında ayaz vuran
Yapraklarına yalnızlığın gülü.
Bir papatya tarlasında
Tek başına kalmış
Yorulmuş acılarla sulanmaktan
Bir salkım mutluluğu
Bir sevgilini ellerinde solmayı
Özlemiş.
Dikenleri başkaları yerine
Kendi yüreğine batıryormuş.
Yıllarca gizlemiş
Belliki hasretlerini.
Uzun uzadıya gecelerin gülü
Tüm tabiatı uyuttuktan sonra
Aya dert ortağı
Karanlıkların gülü.

Bu hikaye gülün hikayesi
Peygamber kokulu yapraklarını
Ve içindeki özünü
Adamış bülbül sevdasına
Vurgun yemiş bir gece
Sevdaya daldığında
Ve başkalarının rüyalarına bırakmış.
Sevmeyi ,sevilmeyi, sevdiğini
Bu gül ızdırabın gülü
İlk bakışta bir yansıması
Tüm varoluşların
Ve en güzel yeri bir rüyanın
Tohumunda yok oluşlar var.
Birşeylerin hasreti
Ve ayrılıklar
Ayrılık sancısı ayrılık gülü.

Bu hikaye beyaz gülün hikayesi.
Uymayan kızıllığına güneşin
İsyanın gülü
Rüzgara baş kaldırdı
Savuran fahişe kasırgalarda
Ayakta kalmayı öğrendi.
Ve koyup anlını anasının koynuna
İlk haykırışını son sevdasını yaşadı.
Bu gururun gülü.
En çok özlemlerini özledi,
Özlenmedi belkide yıllarca
İçinde büyüttü kızıllığını.
Birgün ortalığı kana bulayıp,
Saflığını gelinliğini
Bir avuç kırmızıya sakladı.
Tüm beyazlığını
Ve kahretti ulaşamadığına.
Ah! biryürüyebilseydi,
Uzanabilseydi sevdasına
Bu hasretin gülü.

Bu hikaye kızıl gülün hikayesi.
İnce gövdesinde sakladığı kini
Tohumuna ekti bir gün.
Bu nefretin gülü,
Yavaşça sızlanmaya başladı.
Bir mülteci hareketiyle
İlk önce sessizce ağladı.
Ve bir nağra atıp
Söktü kökünü topraktan.
Kanıyordu!
Uzun inlemelerden sonra,
İlk adımını attı.
Bu intiharın gülü
Kancık esen rüzgar
Yıllarca başkaldırdığı gururla durduğu
Esintisi kahpece onu sırtından vurdu.
Bir uçurum kenarında,
Nefes nefese kaldı.
Son darbesini vurup aya
Birden kendini boşluğa bıraktı.
Düşerken karanlıktan,
Bir aydınlık,bin yıldız kaydı.
Ölürken bile hala ayaktaydı
O ölümün gülü
Ümit Ayne...